Yolun Yokuşu...
Özgürce hata yapmak istiyorum... Yanlış yollarda yürümek, bir çıkmaz sokağa bağlanacak kaldırımları büyük büyük heveslerle takip edip sonunda hüsrana uğramayacak kadar geçip gitmiş olmayı arzu ediyorum toplumun bize dayattıklarından.
Hedefleri, başarıları, “olmayı’’, etiketleri ıskalayıp da asıl kendimi, arzularımı, olmak istediğim yeri ve zamanı tam da en can alıcı yerinden yakalamak.
Tırtıldan kelebek olmasını, kuştan uçmasını, küçük bir bebekten bizlere gülmesini beklemeden; doğayı da, hayatı da kendi istediği haliyle orada öylece bırakmak. Yolun kıvrımlarını, tümseklerini deneyimlemek nereye varacağını öngörmeye çalışmadan. Bir insana güvenmek ama en kötüsüne, ne zararlar alabileceğini tartıp biçmeden. Çünkü bilerek; en iyisinin de, en masumun da gün gelip devran döndüğünde, gücü koluna yükleyip de gözlerinin içine baktığında ya yüzünle kavuşturacağını hayatın sillesini ya da takacağını çelmesini… Buna rağmen beklemeden, ummadan, yüklenmeden dünyanın tüm sorumluluğunu, almadan acıyı, kederi göğsüne, harap etmeden kendini kötülüğe karşı, dik durmaya da çalışmadan ama biliyor olarak; sadece varlığınla tek bir dokunuşunla, ağzından dökülecek birkaç kelamla, kaleminden akıp da kağıtla buluşacak o özensiz ama senin yansıman olan tek bir kelime ile dahi dünyanı, dünyayı ve dünyaları değiştirdiğini… Duyulmayı bekleyen seslerin senden, zihninden süzülüp de birilerinin gözüne sokulacağına inanarak, sadece bir aracı olarak. Gözünü kapamayarak, bakarak, dinleyerek ve şahit olduklarını ifade ederek. Azı hiç beceremeyerek; en çok da “az sevmeyi’’ hiç öğrenemeyerek. Dünyanın tüm kötülüğünü biliyormuşçasına ahkam kesenlere kulak tıkayıp dünyanın tüm iyiliğini heybesinde taşıyormuş gibi gülümseyerek… Duyguların, hislerin, sahip olduğun yaşamın anlamının içinden akıp gitmesine izin vererek. Sadece yürüyerek; öylece yolun yokuşunun keyfine varıp da bu hayattan geçip giderek.
"Özgürlük budur belki de – sürekli bir yersizlik; sürüp giden bir yol.’’ Oruç Aruoba
Yorumlar
Yorum Gönder